Genç, yaşlı herkesin sıksıkla tercih ettikleri dijital oyunlardan biri de The Last Of Us Part II oyunudur. The Last Of Us Part II oyununun diğer oyunlardan farkı ise sadece savaş ve kurgudan ibaret olmamasında gizlidir. Bu oyun bulaşıcı hastalıktan kaçışı konu almış olup tüm dünyada etkisini gösteren bir seviyede etkili olmuştur.
The Last Of Us Part II Oyunun Hikayesi
The Last Of Us Part I’in bir devamı niteliğinde olan The Last Of Us Part II oyunu, yine Joel ve Ellie arasında yaşanan olaylar silsilesinden beslenmektedir. Part I’de Joel’un askeri kampından kaçırmış olduğu ve salgın hastalığa bağışıklığı olan Ellie’yi Ateşböcekleri kampına götürmeye çalışmasını konu alıyordu. Part II’de ise Ateşböceği kampından bir kaçışın söz konusu olduğunu görmekteyiz.
İnsan medeniyetlerinin büyük bir çoğunluğu, bulaşıcı olan hastalığın tedavisini bulmak için çabalamışlardır. Söz konusu bu hastalık Cordyceps mantarı kullanılarak yok edilebilmektedir. Bu bilgi ve ilaç sayesinde bulaşıcı hastalığın sonu gelebilecektir. Oyun yılı ile bakıldığında 5 yıl önce Joel Miller’in, hastalığa bağışıklığı bulunan karakter olan Ellie’yi, hastalığa karşı bir tedavi geliştirebilme umudu ile o dönemde isyancı bir milis olarak bilinen Ateşböcekleri tarafından yönetilmekte olan bir hastaneye götürür. Buraya kadar her şey normaldir. Ancak söz konusu ilacın üretilmesi için Ateşböceklerinin Ellie’yi öldüreceklerini öğrenmesi üzerinde Joel, hastaneden çıkış yapabilmek ve Ellie’yi koruyabilmek için hastanedeki karakterleri öldürür. Bu sahnelerde Ellie ise ilaçların etkisinde olduğu için bilinçsiz bir halde uyumaktadır. Bu nedenle neler olduğu hakkında bir bilgisi yoktur. Ellie uyanıp neler olduğunu sorduğunda ise Joel, bu tedavinin imkansız olduğunu ve bu nedenle de yer değiştirmeleri için hareket etmeleri gerektiğini ifade eder. Hastanedekileri öldürdüğünü kimseye söylemeyen Joel, suçunu sadece kardeşi Tommy’ye itiraf eder.
Abby karakteri devreye girer ve bu karakter aslında bir intikam ateşi için yanmaktadır. Washington Kurtuluş Cephesi (WLF) milisi üyelerini Abby, Jackson’ın eteklerine götürdükten sonra bir Ateşböceği cerrahı olarak görev yapan babasını öldürmesi nedeni ile Joel’dan intikam almayı planlar. Abby, henüz kimliklerini bilmiyorken Joel ve kardeşi Tommy tarafından tehlikeli bir hastalıklı saldırısından kurtarıldıktan daha sonra onları gruba alır. Bu sayede Abby, Joel’un kimliğini de öğrenir ve intikam ateşi ile yanmaya devam eder. Bu sırada ise Ellie ve kız arkadaşı olan Dina da Joel ve Tommy’i bulabilmek için Jackson bölgesinden ayrılırlar. Ellie ise sonunda Abby’nin Joel’u öldürmesine şahit olduğu WLF kampını bulmuş olur ve burada da Joel için intikam yemini eder.
Bu paslaşmalı intikam hikayesi oyun boyunca karşılıklı olarak devam etmektedir. Oyunun en sonunda ise Ellie ve Dina, kendi yollarına gidip yaşanılan her şeyi geride bırakmaya çalışacakladır. Oyunun ilk sahnesinden son sahnesine kadar karakterlerin intikam hikayesini iki farklı taraftan da izlemiş oluyoruz. Bu izleyiş ise oldukça heyecan verici ve bir yandan da ürpertici türdendir. Çünkü intikamların sonunda karşı taraftan biri veya birilerinin öleceklerini görebiliyoruz. Oyundaki duygusal noktalar The Last Of Us Part I’deki gibi yine çok yoğun bir şekilde verilmiştir. Diyalogların da bu bağlamda oldukça başarılı olması oyunun gerçekçiliğini arttırmıştır.
The Last Of Us Part II oyununda intikam duygusunun ve bu duygudan kaynaklı olarak sürekli bir kaçış ve gerilim durumlarının yaşandığını görmekteyiz. Karakterler bağlamında da farklı özellikleri ele alıp iki taraftan da karşılıklı olarak bir intikam alma sürecine tanıklık edebilmek mümkündür.